24 Nisan 2012 Salı

Burgerrrr

Boş boş gezindiğimiz bir cumartesi günü Tepe Prime'a gitme firsati yakalamamız ,merakımı giderme açısından iyi oldu.İlk bakışta Kanyon alışveriş merkezini anımsattı bana,kafami yukarı kaldırdığımda gördüğüm balkonlardan olsa gerek diye düşündüm.Kısa bir keşif yapabildik zaten,her yer açılmamış ,ruh ta daha tam oturmamıştı. Öncelikle New Castel'da birşeyler yemek vardı aklımızda ama 2 bebekli aileyi pek istememiş olacaklar bizi köşe masaya attıkları için ordan kalktık.Bu arada bilmiyorlar ki bebekli aileler masaya gelen herşeyi çabucak yer,bira gibi içkiler geldiyse 1 -2 yudumda bitirirler ve sonuç olarak ;45 dk bilemedin 1 saat sonra kalkarlar.Yani güzel müşterilerdir.

Herneyse New Castle 'dan soğuduktan hemen sonra karşımızda beliren 'Burger House 'a girdik.

Kapıdan girer girmez ohh dedik,çalışanlar güleryüzlüydü ve değil köşe masalara atmak ,bizi rahat ettirmek için ellerinden geleni yaptılar.
Masaya Cheese Burger,Chef's Special ve benim tercihim Cheese & Bacon Burger sipariş ettik.Herkes memnun kaldı ,ben dahil.Köftesi lezzetliydi ,soslar güzeldi ,ama yanında gelen patateslerde aromaya dair hiçbirşey yoktu yani tatsız tutsuz bişeydi; ya lezzet katmalılar yada kaldırmalılar o patatesi güzel hamburgerin yanından.

Cheese &Bacon son zamanlarda yediğim en iyi hamburgerdi diyebilirdim belki ama Burger House 'un tarzından mı bilemedim bana etimin nasıl pişmesini istediğimi sormadılar,bende Sarpla ilgilenirken unuttum ve hamburgerim muhtemelen şefin tercihi olan orta pişmiş şekilde geldi ki ben her eti pişmiş yerim ,bu yüzden de azıcık memnuniyetsizlik oluştu bende..
Ama yinede gidilmediyse mutlaka bir ara gidip hamburger yenilmeli...

1 Nisan 2012 Pazar

Ankara'daki İtalyan...




Uzun zamandır bahsettiğim ama bir türlü fırsatını bulup gidemediğim 'Peperoncino'ya dün akşam gitme fırsatım oldu.Sarp doğduğundan beri bir yerlere çıkmak biraz daha zorlaştı haliyle.Ama dün Ayşe'nin Sarp'a bakma teklifi bizimde hemen rezervasyon için telefona sarılmamızı sağladı.

Mekana ilk girdiğinizde sıcacık ortamı hemen içinizi ısıtıyor:krem rengi tertemiz masa örtülerinin üzerindeki bordo runnerlar ve gri koltuklar...Özenle hazirlamiş şık masalar...Küçük bir salona sahip giriş kısmında az sayıda masa var ama bize arka bahçede ayrılmış masa yerine ben girişteki masalardan birinde oturmayı tercih ettim.İçeri girişte dikkat çeken diğer bir güzellik ise şarap rafları,koridor boyunca uzanıyor...

Masamıza yerleştiğimizde ,hemen başlangıçta küçük birer aperatif içki ve atıştırmalık masada yerini alıyor,ikiside çok lezzetli.

Son derece kibar garsonların çalıştığı mekanda hemen menü getiriliyor ve benim gibi bu ilk gidişinizse size güzel tavsiyeler de bulunuyorlar.

Biz başlangıç olarak 'Enginarlı Salata' tercih ettik; rokalar çok taze ve parmesan peyniri çok lezzetliydi,enginarlar güzeldi ama bir daha tercih edermiyim ,kararsızım..

Ana yemek kısmında ben tabii ki pizza ve Cem'de bonfile tercih ettik.Benim yediğim 'yarı kapalı Calzone 'süperdi,hamurundan bahsetmiyorum bile ,mutlaka bir kere yenilmeli.
Cem'in 'peperoncino soslu bifteği' ise uzun zamandır yediğim en iyi marine edilmiş et ve özenle hazırlanmış sosla buluşmuştu.
Ana yemeklerimize kırmızı İtalyan şarabı eşlik etti:)

Tabii bu kadar özel bir İtalyan restoranına gidipte, espresso eşliğinde ev yapımı Tramisu denemeden olmaz dedik ve iyide ettik....Muhteşemdi...

Ben uzun zamandır Ankara'da aradığım restoranı buldum,Jazz esintileri eşliğinde yemek yerken biraz rahat ,fazlasıyla sıcak ve tam anlamıyla Avrupa'lı bir mekan...

Kesinlikle tavsiye ederim ,benim tercih sıramda ilk sıraya yerleşti,sizin içinse mutlaka denenmeli...