31 Ocak 2013 Perşembe

Biri Nutella'mı dedi:)

İş yerinde sabahtan sanki çok acelem varmış gibi çabucak işlerimi hallediyor ve sonrada çoğunlukla yemek olmak üzere blogları ya da gezi yazılarını okuyorum. Ne kadar çok şey öğrendiğimi bir bilseniz!
Blog yazmak dünyada bitme noktasına gelmişken ülkemizde moda oldu ama olsun canım keyif bizim değil mi! onlar okumasın!
Neyse bugün defalarca yazılarını okuduğum 'Cafe Fernando' isimli blog'ta okumadığım bir yazı buldum ve hemen okumam gerek dedim...
Ağzım sulana sulana kurabiye tarifi okurken, birden kendi kendime gülmeye başlamam benim bile komiğime gitti doğrusu, beni güldüren cümleyi sizinle de paylaşayım istedim ;

Cenk bey'in 'Öncelikle ufak bir kağıda Nutella yazıp buzdolabına ya da gözünüzden kaçmayacak herhangi bir yere yapıştırın. Nutella’sız ev ev değildir.' cümlesi:))

ne kadar içten ve bizden bir cümle dedim kendi kendime, ağlarken, gülerken, tatlı yerken, kahvaltı ederken...Her zaman yanı başımda olan hatta gizli kaçamaklarıma ortak olan sevgili nutella'dan böyle bahsedilmesi harika valla:)

Teşekkürler Cenk bey:)

30 Ocak 2013 Çarşamba

cupcake

Yemek yapmanın benim için ne kadar mutluluk verici bir uğraş olduğunu tüm dostlarım bilir, özellikle de evimde ağırladıklarım :))
Ama tabii yemek yapmanın ince ve uğraş verici bir iş olduğunu da kabul etmek gerek, işe başlamam ve eve yardımcı gelmesi dolayısıyla biraz uzak bile kalsam fırsat buldukça mutfağa koşup yeni bir şeyler pişirmeye çalışıyorum. Özellikle de uzmanlık alanım hep yaramaz şeyler olunca uzak kalmanın faydası bile oluyor :)
Dün akşam Cem'in eve geç geleceğini bildiğim için çabucak bir cup cake yapıp, kahve yanında sürpriz yaparım dedim ve koştum mutfağa:)
Bu sevinç maalesef Sarpın mikser sesinden korkması ile son buldu; benim yumurta + şeker karıştırma sürecim başlamasıyla bitmesi arasında 3 - 5 dk vardı siz düşünün yani:)
Neyse dedim krema açılmış, ganaj hazırlanmış, şeker ve yumurta çırpılmaya başlamış yazık olmasın ben bu karışımdan bir şeyler yaparım dedim ve kaplara boşalttım ama maalesef lezzeti her ne kadar yerinde bile olsa istediğimden daha sert olmuştu bana göre :)
Neyse yenmez mi yenir ama daha güzellerini de pişirdiğim için sadece ev halkı yer, bu deneme böyle kapanır gider...:)
Hafta sonunun özel olması sebebiyle daha güzel yemekler yenir, daha güzel tatlılar pişirilir:)

Bu arada Ganaj Kreması tarifini sormuştu bir dostum;

200 gr Krema( 1 kutu oluyor)
200 gr Bitter çikolata - Kuvertür Çikolata tercih sebebi ( beyaz çikolatada oran 300 gr)

Krema bir sos tenceresinde kaynama noktasına kadar ısıtılır, tam kaynamaya başlıycakken ocaktan alınır ve çikolata eklenir, karıştırılarak birbirine yedirilir. Buzdolabında çabuk donar, o yüzden kullanması çok rahat. Ayrıca trüf yapmak için de bu method kullanılıyor haberiniz olsun!

29 Ocak 2013 Salı

şişşş...

Sadece halimden çok mutluyum demek için blog yazısı yazılır mı bilemiyorum ama ben yazıyorum işte:)
Neden mutlu olduğum konusuna gelince bir işler karıştırıyorum da ondan :)) Bence sizde deneyin kendinize iyi gelecek bir şeyler bulun ve sessiz sedasız o yola baş koyun:)
Eminim size de iyi gelecek..

28 Ocak 2013 Pazartesi

Kafes Fırın Filistin

 Neredeyse son yıllarımın tüm hafta sonlarını Bigchefs'te kahvaltı ederek geçiren benim, Bigchefs'in kahvaltı tabaklarını küçültmesi ve beklentilerimin altında kalması sebebiyle artık tercihim Kafes fırın Filistin.  Kafes fırın Filistin'i tercih ediyor olmamızın bir sürü sebebi var aslında ; güleryüzlü personel, tertemiz bir mekan ve çok lezzetli sıcak kahvaltı tabağı. Yediğinize ödediğiniz tutarın makul olması da cezbedici .Tabii arkasından gelen kahve ve tatlı keyfi de unutulmamalı!
Kafes fırın'ı Ankara'ya geldiğim ilk yıllardan beri seviyorum,  belki sadeliği belki de çeşitleri çekiyor beni. Ve tabii dekorasyonunun bu kadar basit ama şık olması da bizleri rahat ettiriyor.

Neredeyse her pazar sabahı benimle karşılaşma ihtimaliniz olan Kafes fırından sizlere önerim mutlaka sıcak kahvaltı tabağı ile başlamanız, kahvaltı sonrası çok lezzetli bir fincan filtre kahve içmeniz ve yanında ismini hatırlayamadığım bol pudra şekeriyle kaplanmış muzlu üçgen pastasından yemeniz...
Ve bunlar bana yetmedi derseniz de diğer lezzetli mi lezzetli tatlılardan paket yapıp evde devam etmeniz :))

Bu arada fotoğraf maalesef bana ait değil, ben her seferinde unutuyorum, bir başka blogtan aldım, kendisine teşekkürler şimdiden :)

25 Ocak 2013 Cuma

...

Mutlu başlayan bir cuma gününü daha da mutlu hale getirmenin yolu herhalde harika geçecek bir cumartesinin geldiği hayalini kurmaktır.
Bugünün cuma oluşundan mı, sabah yağan yağmuru hayranlıkla izlememden mi yoksa sabah oğlumun beni öpmesiyle işe gelmemden mi (ki kesin eminin sebep oğluşun beni öpermiş gibi yapıp yalaması sebep :) )bilemedim ama mutluluk beni geldi buldu bugün.
Yarın sabah güzel bir kahvaltı hayali de belki destekliyordur bu mutluluğu ...Ya da eve mis kokular sinmesini sağlayacak tatlı denemeleri...

Her şey bir yana mutlu olmak için sebep aramak yerine sahip olduklarımızın mutlu etmesi gerekir bizi, ya da etmiyorsa araştırmak gerekir bence nedenini...


21 Ocak 2013 Pazartesi

sadece 1 gün yeter:)

İnsan hayallerle yaşar ya hep, işte annelik o hayalleri bir süreliğine dondurmaya deniyor bence. İş hayatına ara vermek demek değil bu bahsettiğim, istenirse iyi bir bakıcı bulunup işe geri dönülebilir. Ama asıl hayaller var ya hani; başka bir dil öğrenmek isterdim der bir anne, diğeri hep aşçı olmak istemişimdir...ya şu hep yazılmayı bekleyen hikayeler...
Evde iki sayfa kitap okuyamazken ya da gönlünüzce yemek pişirip sevdiklerini ağırlama çalışmaları, bebeğinizi  fırının kapağından uzaklaştırmakla son buluyorken, hayallerin bir süre daha durduğu yerde durması, çıkmak için en doğru zamanı beklemesi gerek bence...diye düşünürdüm ama anladım ki çok yanılmışım. Bu şekilde düşünmek gün be gün sizi sadece bir anne olduğunuza, hayattaki önceliğinizin yanı sıra sadece  hayatınızın bebeğiniz olduğuna inandırıyor. Bu da maalesef mutsuzluklara kapıyı aralıyor.
En büyük hayalim gerçekleşti, bebeğim geldi ya demeyin mümkün olduğu her fırsatta kendinizle ilgilenip, hayallerine en azından dipnotlar ekleyin. Bunu yapmak sizin bebeğinizi az sevdiğinizi ya da az ilgilendiğinizi göstermez. Aksine kendine vakit ayıran anne, bebeğiyle geçirdiği zamanın tadına varır.
Yabancı dil öğrenmek istiyorsanız, fırsat buldukça internetten o dili dinleyin, yemek pişirmek istiyorsanız eğer günü birlik yemek kurslarına gidin, yakın bir dostunuzu çağırıp şarap tadım kurslarına katılın. Hani bebeğinizden önce sıklıkla yaptığınız ya da o zamanlarda bu zamanlar yapmak için sakladığınız ne kadar çok şey varsa en azından ayın 1 gününü kendinize ayırın ve mutlaka anne olmak dışında kendiniz olmayı da hatırlayın...

17 Ocak 2013 Perşembe

Dukan mı denesek...

Hep diyet yapmaya başlayan ama bir türlü sonlandıramayan ben, bende insülin direnci olduğunu da öğrendim ya artık tamam başlasın ve bitsin ki tatillerde daha çok yerim :) dedim ve bu mantıkla zayıflanmaz diyen sevgili kocama, yook yoook en verimlisi böyle olur dedim ve başladım diyete:) İlk hafta çok verimli gitti, rahat rahat ( rahat derken bol bol yedim, hiç aç kalmadım demiyorum resmen aç gezdim) verdim 2-3 kilo.
Ama daha çok yolum var benim! O yüzden rahat rejimleri araştırmak ta fayda var dedim ve bakındım etrafa...Karşıma çıkan Dukan rejimi benim aklıma yatsa da iş arkadaşlarımın çok zararlı demesi ve bazı internet sitelerinde yazan doktorlardan sert makaleleri görmüş olmam az da olsa beni korkuttu.
Mesela anlamadığım sorular var, derler ki;
  • Dukan yapma! O sadece kastan yakıyor! Kas derken? Kilo fazlası olan insanda önceden yağ yakması gerekmez mi?
  • Çok zararlı çook! Ama neden? Meyve yok! Zaten bende insülin direnci var, kasa kasa yemiyorum!
  • Aman uzak dur, sadece proteinle beslenilmez! Bizim Türk erkekleri besleniyo ama!

Ben bu sorularıma cevap bulamadım henüz ama araştırmalarım devam ediyor, bir bilen varsa eğer lütfen cevaplasın!

16 Ocak 2013 Çarşamba

yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl

İnternette dolaşırken sevdiğim blog yazılarını defalarca okuyan ve her gün yeni bloglar keşfetmeye çalışan ben, fark ettim ki uzun zamandır kendi blog yazılarımı unutmuşum. Bir türlü fırsat olmamış yazamamışım:(
Yeni yıla harika bir partiyle girdik, tüm aile(sadece küçük kardeşim eksik olarak) ve sevdiğimiz dostlarımızla birlikte girdik 2013 senesine. Ayşe'nin hazırladığı sürprizlerle bir an ağladık, bir an kahkahalar attık. Harika hediyeler dağıttık, eskiyi unutmayalım dedik ve tombala oynadık:)
Her şey çok güzeldi,çok mutlu girdik yeni yıla, hep böyle devam etsin dedik yılımız ve dağıldık...


Güzel geçen 2012 yılının ardından harika bir yıl diledik hepimiz, başarılar, mutluluklar, düğünler dernekler...Yeni yıl listemin bir kısmını paylaşmadan olmaz dedim ve aklıma gelenleri uçan balonlarımızdan kalan, sığmayan dileklerimi sizlerle paylaşmalıyım dedim...

Yeni yılda mutlaka yapılmalı:)

  • İncecik olunmalı
  • Pasta kursuna gidilmeli
  • Araba kullanma işi halledilmeli
  • Tropik bir yerlerde bir tatil ayarlanmalı
  • Bol bol tatil ve alışveriş yapılmalı
  • Ama en önemlisi hepsi de ailemle birlikte mutlu bir şekilde yapılmalı...
ve tabii ki yazılarda sık sık paylaşılmalı...